“Rutin Beyler’le Yüz Yıl Daha” CosmicZion Zine’da!

Merhaba,

Kule sık sık unutuluyor ama öyküler hâlâ akıllarda. Mitoloji, uzay ve fantastik edebiyat fanzini Cosmiczion Zine‘ın 3. sayısı “Kibele“ye ithafla dünyaya geldi.

İçinde “Rutin Beyler’le Yüz Yıl Daha” adlı kısa hikâyem de var. İçinde kalbimi durduracak kadar güzel şeyler var.

Rutinlere güveniyorum ve Cosmic şeyleri seviyorum.

CosmicZion Zine‘ın 3. sayısına pek çok şehirden ulaşabilirsiniz. Detaylar şurada.

Burayı yakında daha güncel kullanmayı umuyorum.

Görüşmek üzere!

Devamı

Yeni Öykü: “Kafamın İçindeki Sülükler”

marsandiz11-ust

Merhaba,

Marşandiz #11‘de “Kafamın İçindeki Sülükler” var. O kasabaya gitmeyi seviyorum. O çocukları yakından tanıdım.

Belki siz de seversiniz.

“Yıllar önce doğru yerde, doğru zamanda yaşasaydı, aklının yerinde olduğu anlar verdiği emirlerle dünyanın akışını değiştirebilirdi.

Yanlış yerde, yanlış zamandaydık. Çırpınmaya devam ettik.”

Marşandiz #11‘i şuralardan edinebiliyorsunuz.

Yakında yeniden görüşeceğiz!

Devamı

“Korsan Mavisi” CosmicZion Zine’da!

cosmiczion-zine-2

Merhaba,

Burayı uzun süredir güncellemiyordum. Belki denk gelmişsinizdir, mitoloji, uzay ve edebiyat fanzini Cosmiczion Zine‘ın “Odin” temalı ikinci sayısı çıktı.

İçinde benim de “Korsan Mavisi” adlı ufak bir öyküm var.

Tren geçitlerinin altında korsan sidi satan abileri özlüyorum.

CosmicZion Zine‘ın 2. sayısına pek çok şehirden ulaşabilirsiniz. Detaylar şurada.

Görüşmek üzere!

Devamı

“Gökyüzüne Nalları Dikmek” Post Öykü’de!

postoyku2-6

Merhaba,

Post Öykü‘nün Eylül-Ekim 2016 tarihli yeni sayısında benim de bir öyküm var: “Gökyüzüne Nalları Dikmek

Bir anda gelişen, ama beni çok mutlu eden bir öyküydü. Ayrıca yeniden Post Öykü‘de olmak çok güzel.

Metin’e ben de güvenirim. Ama anlattıklarının tek bir kelimesine bile inanmadım.

Yeni sayının detaylı bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşmek üzere!

Devamı

Yeni Öykü: “Ölü Dalgıcın Sohbaharı”

marsandiz10-ust

Marşandiz #10‘un heyecanını yaşamaya devam ediyoruz. Yeni sayıda “Ölü Dalgıcın Sonbaharı” adlı öykümle yer alıyorum.

Bu öyküyü gerçekten seviyorum. İyi ya da kötü olup olmadığı hakkında fikrim yok, ama hissettiğim çok fazla şeyi ölü bir dalgıçta bulduğumu söyleyebilirim.

Ormana hoş geldin, diyor. Burası beni öldüreceğin yer. Eve muzaffer dönüşünün kapısı. Yılanların çirkin korusu. Eski balinanın çaresiz midesi. Korsanların, yeni nesil dalgıçların ve iyi aile babalarının gözde mezarlığı. Hazine haritalarının hevesli çarpısı. Burada kimse gerçeksafsatasının arkasına saklanmaz. Okyanusa hoş geldin.

Marşandiz #10‘u şuralardan edinebiliyorsunuz.

Görüşmek üzere!

Devamı

Yeni Öykü: “Beşler Bom!”

kayis-baldur

Merhaba,

Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi‘nin 7. yıl özel sayısında tema “Türk Mitolojisinin Unutulanları” idi. 13 yazar, 13 çizer, 13 de mitolojik yaratık vardı. Bu özel sayıda Kayış Baldur adlı canavarı anlattım. Aslı Ekim de harika bir illüstrasyonla öyküme eşlik etti.

“Beşler Bom!”u Öykü Seçkisi üzerinden okumak için buraya, Kule üzerinden okumak içinse buraya tıklayabilirsiniz.

“Sonra sokak lambaları yandı. Tane tane. Artık, biraz daha oynayalımcılar bile evlerine dönmüştü.

O dönmedi. Tüm bunlar da onunla alakalı.”

Keyifli okumalar!

kayis-baldur-asli-ekim

(Çizim: Aslı Ekim)
Görsele tıklayarak resmi büyütebilirsiniz.

Devamı

“Mikrodalgada Bebek Mırıltıları” Post Öykü’de!

Post-Oyku-2.4-ust

Merhaba,

Post Öykü‘nün Mayıs-Haziran 2016 tarihli son sayısında yeni bir öyküm yayınlandı: “Mikrodalgada Bebek Mırıltıları“.

Atlas, Çanak Anten Nedir Bilmiyordu‘dan sonra Post’ta yayınlanan ikinci öyküm. O yüzden oldukça değerli. Post’u çok seviyorum, öykü üzerine kafa yoran samimi bi yapım. Umarım siz de sever ve en az benim kadar mikrodalgalara tuhaf bakarsınız.

“Bir flaş çaktı. Fırının kapağını açıyor, hafif kızarmış bebeğin üstüne ince uçlu bir fırçayla sos sürüyordum. Hayır, lütfen. Bu delilik benim değil, onundu. Hâlâ bana bakıyordu. Bakışlarının ucunda bir kusmuk birikintisine dönüşene kadar kustum.

Bu delilik benim değildi ve işte bunu da böylece ispat ettim. Sonsuza kadar kusmaya devam ederek.”

Post 2.4’e ulaşabileceğiniz noktalar hakkındaki bilgiler burada.

Yakında görüşmek üzere!

Post-Oyku2.4

Devamı

Yeni Öykü: “Bir Cikletin Tanrısı”

marsi9ön-ust

Yaklaşık bir yıl sonra Marşandiz‘in Kaşıkadası Zombileri Özel Sayısı ile geri döndük.

Makinistler olarak Kaşıkadası’nda geçen zombi hikâyeleri anlattık. “Bir Cikletin Tanrısı” adlı öykümle Kaptan Kanca ve kızı Beril’in misafiriydim. Üzerinde oynamaya çokça zaman bulduğum, keyifli ve biraz da sancılı bir öykü oldu.

“Sudan çıkıp ciklete kafa üstü dalan balıklar, Beril'in küçük dünyasının nadide misafirleri olur. Balık son nefesini verene kadar sakızı muhafaza ve müdaafa eder. Tutulan boyunlar ya da eksik kalan soluklar hiç önemli değildir. Öyle anlarda Beril, yarattığı dünyanın tanrısı olur.”

Marşandiz Fanzin #9‘a buralardan ulaşabilirsiniz.

Bizi yalnız bırakmayın!

Devamı

Eski Öykü: “Yıldız Yağmurunda Bacak Araları”

Merhaba,

Marşandiz #9‘un yaklaştığına inanmak istediğimiz şu günlerde, Şubat 2014 tarihli bu öyküyü Kule’ye taşımak istedim. Kendisini ilk olarak Marşandiz Fanzin #5‘te görmüştük.

“Yeterince hızlı koşarsam geç olmadan onu bulabileceğimi düşünüyordum. Yeterince hızlı koşmak bu yaşlarda çok fazla sorunun çözümüydü, bu süper gücün birkaç yıl içerisinde değerini yitireceğini o zamanlar bilmiyordum. Koştum.”

Sevdiğim işlerden birisi. Benim için nostaljik bir yolculuktu.

Öyküye buradan ulaşabilirsiniz.

Teşekkür ederim.

Devamı

Eski Öykü: “Körkütük Yarasa Karası”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin‘in 4. sayısında yer bulan Körkütük Yarasa Karası adlı öykümü artık buradan da okumanız mümkün.

“Gökyüzünden kürtajlanan güneşler nereye giderdi?”

Bir vakit ciddi ciddi düşündüğüm bi soruydu bu. Daha rahat yazabildiğim günlerde, tuhaf bir şekilde cevap vermişim.

Öyküye buradan ulaşmanız mümkün.

İyi okumalar.

Devamı

“Atlas, Çanak Anten Nedir Bilmiyordu” Post Öykü #7’de

post-yedi-ust

Merhaba,

Post Öykü şu sıralar devam eden öykü dergileri arasında beni en çok heyecanlandıran işlerden biri. Kasım – Aralık 2015 tarihli 7. sayılarıyla ikinci yıllarına başladılar. Tuhaf ama bu sayıda benim de bir öyküm var.

“Atlas, Çanak Anten Nedir Bilmiyordu” yazması keyifli bir hikâyeydi. Bazı hisleri yeniden hatırladım, bazı hislerin üstünü çizdim. Bitirdiğimde sahalara yeniden dönmüş gibi hissediyordum.

“Sen rahat rahat çizgi film izle diye ben o anteni, o kör çatıda tek ayak üstünde saatlerce tuttum geceleri. Güneş battıktan sonra çizgi film izleyebilecek kadar zengindin. Ben hiç geceleyin çizgi film izlemedim.”

Post Öykü‘ye ulaşabileceğiniz noktalar burada.

Keyifli okumalar!

post-yedi

Devamı

Eski Öykü: “Gedikli Girdapları Kokusuz Plaklarla Besledim”

Merhaba,

2013 Ağustos‘undan bir öykü paylaşmak istedim. Marşandiz‘in 3. sayısında yayımlamıştım ilk. Çoğu şeyin daha basit olduğu günlerdi. Tekrar okuduğumda biraz heyecanlandım. Biraz da utandım.

“… Gök kaba kelimelerden oluşan bir âlem değildi ama ben kaba bir insan olmanın sınırlarını çok kötü çizmiştim sayın yargıç.

Çok kötü çizdiğim bu gerçeklik algısı içinde, saatlerce dolu bekledim nay bekledim. Bulutların arası ona izin verdiğinde ve aksi su birikintisini dilimlediğinde, kısrağımı dev peynirin ıslandığı noktaya çevirdim.”

Gedikli Girdapları Kokusuz Plaklarla Besledim‘e buradan ulaşabilirsiniz.

Marşandiz 9‘da görüşeceğimizi umuyorum.

Devamı