Yeni Öykü: “Aksak Karabasanların Zifir Makinesi”
Yedinci sayıda da benzer bir cümleyle girmiştim bu haberi: Marşandiz de olmasa öykü yazamayacağım. Öyle. Gerçekten öyle. Aksak Karabasanların Zifir Makinesi beni farklı hissettiren bir öykü oldu. Sanki daha sonra bu evrene yeniden dönebilirmişim gibi geliyor.
Sanki bu evrende işler henüz bitmemiş gibi.
“Ömrün boyunca zifir makinesini besleyip akbaba avlarsın. Rüyalara girer, çocuk ağlatırsın. Kendi yaşındaki çocukları bile ağlatırsın. Hattâ en çok onları ağlatırsın. Rüyaların getirdiği sınırsız özgürlüklerden faydalanır, şeker kavanozunda takla atan patlıcan olursun. Kavanoz kırılır. Girdiğin rüya sallanır ve yıkılır.”
Sayı 8 şuralarda.