Yeni Öykü “Umacı Hıçkırıklar”

Umacı Hıçkırıklar Trendeki Yabancı

Merhaba,

Can Yayınları’nın dijital öykü uygulaması Trendeki Yabancı’nın “Pencere” alt başlıklı 19. sayısında “Umacı Hıçkırıklar” adlı öykümle yer buldum. Mart 2021.

Uygulama hakkında daha fazlasına buradan ulaşıp öykülere göz atabilirsiniz. Cinler padişahı, hıçkıran tavşanlar ve bolca elektrik. Yeniden nefes almak gibi. Burası çok uzun zamandır sessizdi. Tozları üfleme vakti.

“Tavşanları aldığım adam bana, “Niyet mi çektireceksin,” diye sordu. Modern dünyada tavşanların kısıtlı rollerle anılması gücüme gitti. “Hepsini bale kursuna göndereceğim,” dedim.”

Yeniden buluşacağız.

Devamı

Yeni Öykü: “Kambur Şüpheleri”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin‘in geriden gelen sayılarında #16 raylara indi. On altıncı defa içinde bulundum. “Kambur Şüpheleri” adlı öyküm, fanzinin içindeki pek çok harikanın yanında okurunu bekliyor.

Biraz kamburum çıktı. Başım dönüyor. Yorgunum.

“Sırtındaki kambur öyle ileri derecede ki adam azcık daha eğilse yeri öpebilir. Tüm nefretini omurgasında yaşatıyor sanki. Küçük hesaplar, özlü sözler, yamuk bakışlar hep aynı noktadan doğup saçılıyor ortalığa. Dünyaları değil, kendisini sırtlıyor.”

Marşandiz’de yer almayı seviyorum.

Marşandiz Fanzin #16‘ya buralardan ulaşabilirsiniz.

Hoşça kalın.

Devamı

Yeni Öykü “Tanrıların Paslı Ciğerleri Ormanı Hatırlıyor”

Merhaba,

Can Yayınları‘nın dijital öykü uygulaması olan Trendeki Yabancı‘nın “Susamak” alt başlıklı 3. sayısında “Tanrıların Paslı Ciğerleri Ormanı Hatırlıyor” adlı öykümle yer aldım.

“Cebinde hep bir hikâye olsun!” diyen uygulamaya buradan ulaşabilirsiniz. Harika bir girişim.

“Tüm büyü bozulacak. Tanrılar yıllardır ciğerlerinde beklettiği balgamı tek seferde söküp atacak. Dünyanın bize ayırdığı sahne çürüyecek. Ormanın ciğerlerini temizlemesine izin vermemeliyim.”

Paslı ciğerler hâlâ sızlıyor.

Devamı

Yeni Öykü: “Tuzaklı Zebra Zembereği”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin durdu, düşündü ve #15 dedi. İçerisinde tuzakları yeniden hatırladığım bir öyküm de var. 2018’de yazdığım son metin.

Delirmediğini ispat etmeye kalkanlar belki de bir gün hepimizi buradan alıp götürecektir.

“Koca zebra fark edilmeden günlerdir, belki de haftalardır tezgâhta yatıyor. Sen zebradan aldığın çağrıyla Metin ve beni evine davet ediyorsun. Çünkü delirmediğini kendine ve bize kanıtlamak istiyorsun. Şimdi hiç kahrolmadan şu hayvanın kafasını kesip şovunu yapacaksın. Orada aradığını bulursan, bizi de bu hastalığın parçası kılacaksın. Yok bulamazsan günahın birazını da bizim omuzlarımıza dağıtmış olacaksın. Hamit sen ne çeşit bir orospu çocuğusun?”

Zebraları hâlâ çok seviyorum.

Marşandiz Fanzin #15′buralardan ulaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar!

Devamı

Yeni Öykü: “Rüya Prensesi Amca’nın On Ölüm Şarkısı”

Merhaba,

Yine geç kalmış bir güncellemeyle buradayım. Haziran 2018 ile birlikte Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi, 9. yaşına girdi.

Özel Sayı geleneğini bozmadık ve bu sefer de tarihin acımasız çarklarına nişan aldık. Charles Hébé ve onun mitolojik (ama bir o kadar da gerçekçi) kahramanı Rüya Prensesi Amcaya adanmış büyülü bir sayıyı geride bıraktık.

9 sene, her ay, hiç ara vermeden dönmeyi başaran bu çarklara çok şey borçluyum.

Diyetimi “Rüya Prensesi Amca’nın On Ölüm Şarkısı” adlı öyküyle ödemeye çalıştım.

Buradan okumanız mümkün.

Ruhu bedenden kaçırmak zor iş. Zaman alıyor.

Keyifli okumalar dilerim.

Devamı

Yeni Öykü: “Çiftlikte Abrakadabra”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin, #14 ile beşinci yaşını kutluyor. Bu kızıl partide benim de bir öyküm var: “Çiftlikte Abrakadabra”

Yazarken gittikçe ağırlaştığımı hissediyorum. Kelimeler, cümleler. Zaman alıyor. Bir çiftlikte, normal ve anormal hakkında düşünmek ormanları yıpratabiliyor.

Her zaman başka planlar vardır.

“Çiftlikteki yangına başsız bir tavuk sebep oldu. Oradan oraya koşturan hayvanın kahramanlığını kimse yazmadı. Önce kümes, sonra ahır, ardından da tüm arazi. Görülebilecek en komik yangındı. Yani, ben gördüğümde güldüm. Cayır cayır.”

Kafasız tavukların koşabilmelerine imreniyorum.

Marşandiz Fanzin‘in 14. sayısına buralardan ulaşabilirsiniz. Eğer elinize geçerse lütfen haber verin.

Keyifli okumalar!

Devamı

“Bin Kunduz Mahşeri” Dünyadan Çıkış Yolları #3’te!

Merhaba,

Dergilerden uzak kalalı mevsimler oluyor. Bu kötü. Dünyadan Çıkış Yolları da benim gibi, aylar sonra yeni sayısıyla raflarda oldu. Yeni tasarımıyla.

Benim tasarımım aynı.

Bin Kunduz Mahşeri’nin pek çok şeyi bitirdiğini ve pek çok şeyi de yeniden başlattığını düşünüyorum. O yüzden, benim adıma önemli bir öykü.

“Bunları ön patilerinden tavana asılmış bir köpeğin hayaletinden dinliyorum. Adı Avarel. Onu ciddiye alabilmem için gökyüzünden şapka yağması gerekiyor.”

Dünyadan Çıkış Yolları’yla birlikte yürümek güzeldi. Çünkü dünyanın son günü ve şapka yağıyor. Siz de davetlisiniz.

Dergi hakkında gelişmeleri buradan takip edebilirsiniz.

Şimdiden herkese keyifli okumalar.

Devamı

Yeni Öykü: “Seni Hatırlayacağım Donald Amca”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin‘in yeni sayısında (#13) bir öykümle ben de varım. Yeni sayı Kasım 2017‘de çıktı. Ama hâlâ raflarda bulunabiliyor. İstikrar diye buna derim.

Havuzlarda ördekler olabiliyor. Bunlar bazen birçok şeyi değiştiriyor. Kimi zaman bütün düşüncelerim ördek bokuna bulaşmış oluyor. Ama bu, devrime mani değil.

“Siz hiç tan vakti gagalanarak uyandırıldınız mı? İnsanı özel hissettiriyor. Yatağımdan atlayıp havuzun kenarında beni bekleyen dostumun yanına yüzüyorum. Kendi tabutuma sırılsıklam uzanacağım hiç aklıma gelmemişti.”

Marşandiz Fanzin‘in 13. sayısına buralardan ulaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar!

Devamı

Yeni Öykü: “Peri Botları ve Hatırlanamayan Bağcıklar”

Merhaba,

Severek takip ettiğim altZine‘ın Sonbahar 2017 tarihli yeni sayısında benim de bir öyküm var. “Su ve Renk” temalı bu sayıda yer almaktan büyük mutluluk duydum.

“Peri Botları ve Hatırlanamayan Bağcıklar” da tuhaf ve keyifli bir öykü oldu.

95. ülkede suyun rengi siyah. Tüm sorumlusu benim. Halk beni ve departmanımı istifaya davet ediyor. Şikâyet mektupları, hiç susmayan faks makinesi. Periler bir türlü kanalı değiştiremiyor. Öfkelerini hissediyorum.

Umarım sizler de keyifle okursunuz. Dergiye hemen buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Dergide benim de severek takip ettiğim pırıl pırıl yazarlar var. Onlara da mutlaka göz atmanızı öneriyorum.

Keyifli okumalar!

Devamı

Yeni Öykü: “Kanguru Zamanıyla Bir ya da İki Zıp”

Merhaba,

Bunu buradan duyurmak için biraz geç kaldım. Ama geçtiğimiz haziran ayında Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi, 8. yaşına girmişti.

Kayıp Rıhtım’ın en güzel yanı, asla bitmeyecekmiş hissi vermesi. Yıllar geçiyor, rıhtımın bazı kaynakları yosun tutuyor bazı köşeleri yeni baştan yeşeriyor ve çağ bir şekilde parmaklarımızın ucunda şekilleniyor. Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi de rıhtımın daima yeşeren köşelerinden. Her zaman orada. Haziran 2017 ile sekizinci yaşına basan bir canavar. Yürümeyi öğreneli çok oluyor. Artık koşuyor.

2009’dan beri orada öyküler anlatıyoruz. Buna inanmak güç, ama devam ediyor olması bana güç veriyor.

8. yılı yine özel bir projeyle karşıladık. Oğuz Atay‘ın “Ubor Metenga“sını öykülerimize taşıdık.

Herkesin kendi Ubor Metenga’sını anlattığı seçkiye, ben de Kanguru Zamanıyla Bir ya da İki Zıp adlı öykümle katıldım.

Kendisine buradan ulaşabilirsiniz.

Seçki‘deki diğer harika öykülere de mutlaka göz atın. Onlar da şurada.

Yakında yeniden görüşmek üzere!

Devamı

Yeni Öykü: “General Diştaşı’nın Patenli Örümcekleri”

Merhaba,

Marşandiz Fanzin‘in 4. yılını kutladığımız Temmuz 2017 tarihli 12. sayısında General Diştaşı’nın Patenli Örümcekleri adlı öykümle yer aldım. Oto teyplerinin hâlâ çalınabildiği güzel günlere, en sevdiğim çizgi filmlerden biriyle ışınlanmak istedim.

Zaman yolculuğu hâlâ bedava ve şatolar örümcek dolu.

Çizgi Filmleri Söndürme Komitesi’nin karargâhına bir gece yarısı baskını yapacağız. Ben şatodan gözüme kestirdiğim değerli eşyaları yürüteceğim, Sukubi de General’in malzeme dolabını soyacak. Dediğine göre Diştaşı’nın ekipmanlarından biri dişlerine takılan aygıtı çıkarmaya yarayabilirmiş. Şatoda kimlerin yaşadığını sorunca işte örümcekler, sinekler falan diyor.

Ben de şatoyu kısmen de olsa virane bir yer olarak hayal ediyorum. Öyle değilmiş.

Marşandiz Fanzin‘in 12. sayısına buralardan ulaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar!

Devamı

“Niyet Tavşanlarının Düğünü” Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi’nin 75. Sayısında

Merhaba,

Niyet Tavşanlarının Düğünü” adlı öyküyü yazmayı bitirdiğimde hayatım çok farklı bir noktaya doğru sürükleniyordu. Hikâye Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi‘nin Mayıs-Haziran 2017 tarihli 75. sayısında yayınlandığında ise (yazımından yaklaşık 2 yıl sonra) ellerimin o kadar da boşlukta dalgalanmadığını fark ettim.

Bu açıdan niyet tavşanları önemliydi.

Tekrar dış dünyanın zifirine döndüm. Bu kesinlikle gecenin karanlığı değildi. Aslında her şey çok açıktı. Dünya ikiye bölünmüştü.

Bölünüp duran dünyaların arkasına sığınmaktan vazgeçtiğime memnunum. Ve bu öyküyü seviyorum.

Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, dopdolu bir sayıyla pek çok kitapçının rafında ışıldıyor. Şansıma, Bilge Karasu dosyasıyla birlikte. Dergiyi edinirseniz boksör tavşanlara niyet çektirmeyi de ihmal etmeyin. 75. sayının detayları şurada mevcut.

Yakında görüşmek üzere,

Selamlar!

Devamı