Beyin Akıntısı 2: Patlıcandan Çok Korkuyorum
Merhaba, alt alta gördüğünüz dizeler bu metni şiir, beni de şair yapmaz. Beynimi boşaltma çabamdan fazlası değil, fil Mary’ye çok selam!
*
filleri otuz dakika kadar sallandırabilirsiniz
mary’nin buna bir itirazı olmaz
ama benim bir yerlerime bir şeyler olur
kalbimi çıkartıp yerine patlıcan konur
bakın böyle bir ameliyata hazır değilim
patlıcandan çok korkuyorum ben buna hazır değilim
fillerin kalbine patlıcan koyamazsınız ama onları
ama onları binlerce kişinin önünde asabilirsiniz
mahremiyet ölür
onların boynu bir kerede kırılmaz
senin boynun da bir kerede kırılmaz, bunu bilirim
senin boynun hidrojen bombalarına karşı duyarlıdır
uzun ve pürüzsüzdür, bir fili mutsuz edecek kadar pürüzsüz
ama bir fil asılırken senin buna diyecek bir sözün olmaz değil mi
bütün mesele boynunla dudakların arasında gidip gelen
bakışlarda. bunu iyi biliyorsun
açık kalp ameliyatları hakkında yorum yapamıyorsun
tıp hakkında hiçbir şey bilmiyorsun kalbimi çıkartıp yerine
patlıcan koymak kimin fikriydi patlıcandan nefret ederim
bunu biliyorsun. oldu olacak beni
oldu olacak beni de asın diyeceğim oldu olacak ama
bir seferde ölmemiştim işte neden
bir daha astın sen de neden
bir kere daha astın, ulan dedim, koca
koca fili bile en fazla iki kere astılar
beni habire asıp duruyorlar
beni en azından boynundan aşağı assaydın dedim
beni astığın yerde
bütün gece kaya ve patlıcan yedim
beni astığın yerde fillerin istasyon bahçelerindeki
kemikleri, can sıkıntısıyla mırıldanıp
bana biraz yer açtılar
bana biraz yer yeterdi, istedim
bana biraz yeri fillerin kemiklerinden
ve çürümüş etlerden başkası vermedi
istedim ve aldım,
teşekkür ediyorum fillerin kemikleri
ne iyi ettiniz de verdiniz
ıslak toprak kadar güzeldiniz, bilirsiniz
düşünmeyi sonlandırıp düşünmeyi
bir kez de şuracıkta -yani mezarımda yav- idam edip kendimi
toprak anaya ve tüm fillere armağan ediyorum, hani dedim ya kendimi
varlığımın son kırıntılarıyla işte bunları başarıyorum
teşekkür ediyorum
5 kasım 2013